İnsan türlerinin çıkış noktası 400 bin yıl daha eskiydi!

Chalachew Seyoum adlı bilim insanı tarafından Etiyopya’da bulunan bir alt çene kemiği fosilinden yola çıkan bilim insanları, bilinenin aksine insanlık tarihinin çok daha gerilere gittiğini tahmin ediyorlar.

Chalachew Seyoum adlı bilim insanı tarafından Etiyopya’da bulunan bir alt çene kemiği fosilinden yola çıkan bilim insanları, bilinenin aksine insanlık tarihinin çok daha gerilere gittiğini tahmin ediyorlar.

Bugüne kadarki en eski insan fosili Homo habilis türüne aitti ve 2,4 milyon öncesine kadar geriye gidiliyordu. Etiyopya’daki Ledi-Geraru adlı tarihi sit alanında bulunan alt çene kemiği fosilinin ise günümüzden yaklaşık 2,8 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin ediliyor.

Science dergisinde yer alan inceleme sonuçlarına göre, bulunan alt çene kemiğinin ait olduğu insan ırkının türüne şimdilik ‘LD 350-1’ adı verilirken, fosilin bugüne dek bilinen bir insan türüne mi yoksa yeni bir türe mi ait olduğu henüz belirlenemedi. Araştırmada yer alan Arizona State University uzmanlarından William Campbell, “fosilin yeni bir türe yada bilinen bir türe ait olup olmadığını öğrenebilmemiz için daha çok bilgiye ihtiyaç var” dedi.

TEK BULGU 5 DİŞLİ BİR ALT ÇENE KEMİĞİ

Araştırmayı zorlu kılan ise, bulunduğu sit çevresindeki volkanik kayalıklarda yapılan inceleme sonucu günümüzden 2,8 milyon yıl öncesine ait olduğu anlaşılan fosilin sadece 5 dişi bulunan bir alt çeneden oluşması. Ayrıca bugüne kadar tespit edilebilen ve adlandırılan birçok insan türüne ait de genel olarak çok fazla fosil bulunmuyor. Bu da, insan türleri arasındaki bağların ortaya çıkarılmasında önemli boşlukların doğmasına yol açıyor.

AZI DİŞLERİ YANILTIYOR MU?  

LD 350-1 olarak adlandırılan yeni türe ait alt çenedeki azı dişlerinin sayısı 3 iken, insan türüne yakınlığıyla bilinen Australopithecine türünde ise bu sayı sadece iki. 3 azı dişinin sonuncusu insan ırkında görülen 20 yaş dişi ve bu da LD 350-1’in insan türlerine yakınlığına kanıt olarak gösteriliyor.

İnsan türlerinin öncülleri veya ardıllarında görülmeyen tipik bir fiziki özelliğe sahip olmaları durumunda kendi başına bir tür olarak kabul ediliyorlar. Ancak, türler arasındaki bağların veya devamlılığın tam olarak tespit edilememesi durumunda ise ‘missing link’ denilen ‘bağ kopukluğu’ tespiti yapılıyor.

İNSANSI MAYMUN TÜRLERİ İLE HOMO HABİLİS ARASINDA BİR TÜR MÜ?

LD 350-1’in incelenmesi sonucunda neredeyse tüm insan türleriyle arasında bir bağ kopukluğu olduğu da gözlerden kaçmıyor. Ancak yine de bu türün, Australopithecus adlı ve daha çok maymuna yakın tür ile Homo habilis arasında bir tür olduğu da kabul ediliyor.

William Campbell’e göre, bulunan alt çene kemiği fosilinin ait olduğu tür, Homo’nun gelişiminin çok erken zamanlarına ait özellikler taşıyor. Campbell, LD 350-1’i günümüz insanı Homo Sapiens ile bağının çok zayıf olduğunu söylerken, “LD bizim direkt öncülümüz değil, fakat türümüze gelen gelişim şemasının bir temsilcisi” yorumunu yaptı.

İNSAN TÜRLERİNİN ÇIKIŞ NOKTASI 400 BİN YIL DAHA GERİYE DAYANIYOR

Araştırmaya göre LD 350-1 türü öncüllerine göre daha zor iklimsel şartlarda yaşıyordu ve bu iklimsel şartlara daha dayanıklıydı. Hem bilinen Homo türlerinin hem de insansı olarak bilinen diğer türlerin belirli zaman birimleri boyunca paralel olarak yaşadıkları ve bir türün diğer türler yok olduktan sonra ortaya çıkmadığı da biliniyor.

Daha önce Nature dergisinde yayınlanan ve Hominini adlı insansı türler ile Homo habilise ait çene ve kafatası karşılaştırmaları da LD 350-1’e ait teorileri kısmen doğruluyor. Bu sonuçlara göre de, Homo türlerinin gelişim aşamasının başlangıcı bilinenden 400 bin yıl daha öncesine, yani 2,8 milyon yıl öncesine kadar dayanıyor.